Professional Documents
Culture Documents
ANKARA NVERSTES
DL VE TARH-CORAFYA FAKLTES
FELSEFE (SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK)
ANABLM DALI
Gl Esin SERTTEK
Ankara-2013
T.C.
ANKARA NVERSTES
DL VE TARH-CORAFYA FAKLTES
FELSEFE (SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK)
ANABLM DALI
Gl Esin SERTTEK
Tez Danman
Prof. Dr. Sabri BYKDVENC
Ankara-2013
T.C.
ANKARA NVERSTES
DL VE TARH-CORAFYA FAKLTES
FELSEFE (SSTEMATK FELSEFE VE MANTIK)
ANABLM DALI
Tez Danman :
mzas
....................................................................
........................................
....................................................................
........................................
....................................................................
........................................
TRKYE CUMHURYET
ANKARA NVERSTES
SOSYAL BLMLER ENSTTS MDRLNE
mzas
Teekkr
Tez almamda konu seiminden tezin son haline gelmesine kadar benden
yardmlarn esirgemeyen ve bana destek olan danman hocam Sayn Prof. Dr. Sabri
Bykdvenciye iten teekkrlerimi sunarm. almam sresince gstermi
olduklar sabrdan, vermi olduklar maddi ve manevi destekten dolay sevgili aileme
de ayrca teekkr ederim.
NDEKLER
GR1
SONU
KAYNAKA.94
ZET.....99
ABSTRACT.100
ii
GR
Deleuze sistemci bir filozof olmaktan uzaktr. Ona gre hibir sistem hayatn
akn tam olarak yanstmay baaramaz. Bu anlamda dncenin amac da olan
yanstmak, temsil etmek deil; yeniyi yaratmak, icat etmek olmaldr. Deleuzen
farkllk ve olu konusunda srarc olduunu syleyebiliriz. Olu tam da Deleuzec
bir kavramdr; nk o, dncenin dinamizmine ve deikenliine dikkat ekmek
ister.
Deleuze, bir olu izgisinin, onu izgi haline getiren noktalar yoluyla tanmlanamayacan
veya kendisini oluturduu dnlen noktalardan meydana gelmediini vurgular. Aksine bir
olu izgisi, noktalar arasndan geip gider, o orta yerden kverir, ilk alglanan noktalara
dikey bir biimde varp, yatay bir biimde de uzak veya olumsal noktalarla lokalize edilebilir
bir iliki ierisine ular. Bir nokta daima bir kkenin noktasyken, oluun ne balangc ne
sonu, ne kalk ne de var, ne orijini ne de gidilecek yeri sz konusudur (Kkalp, 2009:
143).
Deleuzen felsefesi kronolojik olmayan, ok anlaml, ok eitli bir antisistem olarak grlebilir; ancak sistematik olmayan aklama tarzna ramen belli bir
dnya gr ifade eder. Sonu olarak felsefesini bir sistem olarak grmek
paradoksal bir durum deildir, ki zaten kendisi de bunu onaylar.
itibaren gerekten felsefe vardr. Bunun bir ideolojiyle hibir ilgisi yoktur. Bir
kavram, eletirel, siyasal bir gle ve zgrlk gcyle doludur. Bir kavramlar inas
iinde iyi ya da kt olan, yeni olan ya da olmayan, canl olan ya da olmayan
ortaya koyabilecek tek ey tam da sistemin gcdr. Hibir ey mutlak olarak iyi
deildir, her ey sistematik kullanma ve saknma baldr. Deleuzee gre, iyi asla
kesin deildir (Deleuze, 2006: 41).
Deleuzee gre felsefenin ortaya knda, insann kaosa kar dzen istei
yatmaktadr. Filozoflar, sanatlar ve bilim insanlar temelde kaotik olan ve sonsuza
dek deien dnyaya, farkl yollarla bir dzen anlam katmaya alrlar. zellikle
modern ada maruz kalnan grsel-iitsel enformasyon, bize en kt kaos biimini
gsterir. Giderek gelien bir teknolojiyle birlikte, enformasyon tarafndan belirlenen
toplum, kavram dondurmutur. Bu srete asl z kavram yaratmak olan felsefe de
onu kullanan, fakat kavram yaratmayan disiplinlerle sosyoloji, psikoloji,
reklamclk, dilbilim vb. - kar karya gelmitir. Bu disiplinler, felsefeyi
arasallatrmak amacnda ve kavram bir pazar rn olarak grme eilimindedirler.
Dolaysyla felsefe giderek kavram yaratma yeteneinden uzaklarken, kavramlar da
yalnzca satlabilecek rnler haline gelme tehlikesiyle kar karya gelmitir.
Deleuzen, felsefe nedir? sorusuna cevap ararken verdii yantlardan biri yledir:
olduunu sylemek de pek bir ey ifade etmez. Bunun yerine nemli, ilgin veya
dikkate-deer gibi kategorileri kullanmak daha yerinde olur. Deleuzee gre nemli
olan dncelerin doruluu deildir. Sz konusu olan yalnzca dncelerdir;
dncelerde kekemelik, tm kantlamalar hkmsz klan basit bir eyi gsteren ancak sorular eklinde ifade edilebilen dnceler nemlidir:
doldurmak
gerekir.
Bu
nedenle de kavramlarn
reklamclara
Bir kavram iticiyken bile ilgin olabilir; dncenin yeni bir imgesiyle bizi
kar karya getirebilir. te bu Deleuzec bak asndan tam bir baar saylr. En
tehlikeli ve baarsz sayabileceimiz trden kavramlar ise fazlasyla dzenli,
donmu, hatta kemiklemi olanlardr. Bunlar en az ilgin olanlardr ki, yaratma ve
yenilie kapaldrlar. stelik bir filozof eer uyuyakalm bir kavram uyandrmay
nermiyorsa, onu kendi aleyhine evirme pahasna bile olsa, eski bir kavram yeni
bir sahnede oynatma gcne sahip deilse, felsefe tarihi de batan sona ilginlikten
uzak demektir.
10
11
12
13
Deleuzee gre felsefe snrlar belirlenmi bir alana kurallar ykleyerek, var
olan bilmeye ynelik bir aba deildir. Bu anlamda felsefe bilgi verici deil
yaratcdr; yeni dnceler, hayat biimleri ve olanaklar sunduunu sylemek
mmkndr. Her kavram bir yaratm sreci sonucunda ortaya kar; ancak
dncenin edimi ok eitlidir. Deleuze daha iyi anlayabilmek iin ncelikle onun
dnme zerine grleri dnmenin edimleri olan felsefe, sanat ve bilim daha
yakndan incelenmelidir. imdi bu edimler arasndaki ilikiye; aralarndaki farklara
ve benzerliklere bakalm.
Felsefe, sanat ve bilim insann kaosa kar dzen isteinin farkl grnmleri
olarak karmza karlar. Bu etkinliklerin hibirinin bir dierine stnlnden sz
edilemez; iin de geerli olan, kendi yollar ve belirlenimleriyle kaosu alt
etmektir. Bunu yaparken felsefe kavramlarla, sanat duyumlarla, bilim de
fonksiyonlarla alr. Dolaysyla felsefe sanattan ve bilimden tamamen kopuk
deildir; aralarnda birtakm farklar olmasna ramen ayn amala var olurlar. Bu
sayede Deleuzee gre dnmek, kavramlar araclyla dnmek olabilecei gibi
duyumlarla veya fonksiyonlarla dnmek anlamna da gelebilmektedir.
14
Dzlemler arasnda zengin bir iletiim rgs yerleebilir. Ama ebekenin ykselen
noktalar, duyumun, kendiliinden kavram ya da fonksiyon duyumu haline geldii,
kavramn fonksiyon ya da duyum kavram, fonksiyonun da duyum ya da kavram
fonksiyonu haline geldii noktalar vardr (Deleuze ve Guattari, 1995: 177).
Felsefe gibi insann kaosu alt etme ihtiyacnn bir sonucu olarak ortaya kan
sanat da bu adan en az felsefe kadar zorunludur. Bir baka deyile sanat, insann
dnyada yer edinmesini salayan zihinsel bir yaratmdr. Dncenin bir dier yann
temsil eden sanat olmadan dnce eksik kalr. Rodowick, Gilles Deleuzes Time
Machine adl almasnda sanat ve felsefenin k noktasnn ortak bir temele
dayandn yle aklar: Sanat nasl ki alglar ve etkiler yaratyorsa felsefe de
kavramlar yaratr. Her ikisi de ikinlik dzleminden kar. (Rodowick, 1997: 173).
Her ikisinde de yaratm ediminin ortak olmas, Deleuze iin nemli bir noktadr. ki
etkinlik de kendi farkl yntemleriyle zne-kaos ilikisini ortaya koyarlar. Deleuze
15
Sinemada ilgilendiim ey, ekrann orada bir beyin olabilmesidir. Sinema yalnzca rasyonel
kopukluklarn deil, irrasyonel kopukluklar zerinde yeniden kurulan zincirlemelerle de
hareket eder. Bu ayn dnce imaj deildir. Btn sylemek istediim u: Gizli bir dnce
imaj, geliimleriyle, atallanmalaryla ve mutasyonlaryla, hep yeni kavramlar yaratma
gereklilii esinler, bir d gerekircilik uyarnca deil, bizzat sorunlar tayan bir olu
uyarnca (Deleuze, 2006: 169).
Deleuzee gre: Bir fikir her zaman adanmtr; bir fikir bazen resimde,
bazen romanda, bazen felsefede olabilir Farkl alanlara adanm fikirler hi de ayn
deildirler. (St, 2005: 38). Dolaysyla yaratc da yalnzca filozof deil; yazar,
mzisyen veya ressam olabilir; nk felsefe aslnda birok yaratm iine alr.
Gndelik yaam terk edilir ve sanat varln ifade edebilecek bir dzlem elde eder;
ancak bu bir yaamdan ka da deildir. Yaam yeniden yaratma ve ekillendirme
edimidir. Deleuzen Felsefe Nedir? adl kitabnda da belirttii gibi bu dnrler
yar yarya filozofturlar, ama ayn zamanda filozoftan da daha fazla bir eydirler.
16
Sonu olarak dnyann bir ann kalc klmak veya onu kendisi tarafndan var
etmek iin gndelik ve yaanm alglarmza yapan her eyi elemek ve algmz
ykseltmek zorundayz. Sanat da bu adan tpk filozof gibidir. Dnyann bir
ann nasl kalc klmal ya da onu kendisi tarafndan nasl var etmeli? sorusuna
Deleuze, Virginia Woolfun yaz iin olduu kadar resim ve mzik iin de geerli
olan u szleriyle cevap verir: Her atomu doyum noktasna gitmek, gndelik ve
yaanm alglarmza yapan her eyi, sradan romancnn gdasn oluturan her
eyi atk, l ve gereksiz olan her eyi elemek, yalnzca bize bir algy veren
doygunluu saklamak. (Deleuze ve Guattari, 1995: 154).
17
Yaratmdan, olanakszlklar arasnda yolunu izen bir ey olarak sz etmek gerekir Bir
olanakszlklar btn yaratcnn soluunu tkamyorsa, o bir yaratc deildir. Bir yaratc,
kendi olanakszlklarn yaratan ve ayn zamanda olanakly yaratan biridir Bergsonun
felsefe iin, Virginia Woolfun roman iin, Renoirin sinema iin yapt budur (Deleuze,
2006: 151-152).
Deleuze hibir eyi olduu gibi kabul etmiyor ve hayatn gcnn yalnzca
insan hayat deil, her trl hayatn gcnn sorunlar gelitirme gc olduunda
srar ediyor. Bylece u sonuca ularz: Hayat, yalnzca dnen varlklar iin deil
de her trl hayat iin, sorunlar ortaya koyar. Felsefe, bilim ve sanatn sorular da
hayatn sorun gelitirme gcnn uzantlardr. Her duyum, yant yalnzca sessizlik
bile olsa, bir sorudur (Deleuze ve Guattari, 1995: 9).
Her sanat iin sylenmesi gereken udur: Sanat bize verdii alglar ya da
grlerle balantl olarak duygulanmlarn gstericisi, yaratcsdr. Hatta onlar
yalnzca kendi yaptnda yaratmakla da kalmayp, bize verir. Sanat ister szcklerden
gesin ister renklerden veya seslerden, her ekilde duyumlarn dilidir. Sanat
dnyaya her zaman yeni deiiklikler getiren kiidir. Sonu olarak duyum varlklar
deiikliklerdir, tpk kavram varlklarnn deiimler ve bilim varlklarnn da
deikenler olmas gibi.
18
19
20
Leibniz gibi filozoflarda dnce her zaman bir eyi gn na karan bir
daltr. Kvrmlar yapan ve sonra birden bir yay gibi gerginlii azalan bir dnce
sz konusudur. Onda her ey kvrlr, dzleir, yeniden kvrlr, kvrmlar iinde
alglanr ve dnya, mekann ve zamann dzenine gre dnyann u ya da bu
blgesini dzletiren her ruh iinde kvrlmtr. Kvrmlar ve dzlemeler dnyasna
biim veren her eyi izlemek gerekir. Tm bunlar bir kavak, oklu balantdr. Bu
iyi bir felsefi kvrmdr. yle ki dnyay grmekten ok okumaktayz, der Deleuze
(Deleuze, 2006: 174).
21
konusu deildir. Bu anlamda her yerde kvrmlar var ama kvrm bir tmel deildir. Kvrm
bir farkllatrcdr, bir diferansiyeldir. Kvrm kavram her zaman bir tekildir ve ancak
deierek, atallanarak, bakalaarak ilerleyebilir. (Deleuze, 2006: 175-176).
Sanat sahiden de kaosla kavga eder; amac oradan bir anlk sreyi
klandran bir gry, bir duyumu fkrtmaktr. Bir tabloyu ele aldmzda, tablo
ilk bata klielerle kapl olduu iindir ki ressam, her trl gre, her trl klieye
meydan okuyan bir duyum retmek zere kaosla kapmak ve ykmlar
abuklatrmak zorundadr. Bu bakmdan aslnda sanat kaos deildir ama kaosun
gry ve duyumu veren bir kompozisyonudur (Deleuze ve Guattari, 1995: 182).
Bilim de benzer bir ekilde kaosa kar sava iindedir. Bilim aratrabilecei
bir kk kaos paras iin, zlemini ektii btn o aklc birliini feda edebilir.
yleyse sanatn bizi ulatrd sonuca benzeyen bir sonu karsndayzdr: Kaosla
giriilen kavga gre kar alm daha derindeki bir savan aracdr yalnzca;
zaten insanlarn mutsuzluu grten kaynaklanr. Bilim kendisine dinsel bir birlik
ya da birletirme tad salayan gre kar dner. Bilim yaratclk koullar ekler
iletiime ama yaratm denen ey, kaotik deikenlii kesmeye olanak salayan bir
dzlem zerinde fkran estetik deiiklikler ya da bilimsel deiikliklerdir.
Dncenin gre kar verdii kavgay ve bizatihi grn iinde dncenin
urad yozlamay ayn zamanda kavrayabilmek iin, kaotik durumlara erimek
zorundayzdr.
Kimi zaman da bir bilim adamnn baaramadn bir sanat veya bir filozof
baarabiliyor. Bu sz konusu olan kavramlara gerekten bilimsel olmayan bir kuvvet
22
Felsefenin aa kar duyulan bir fkeden olduu kadar, bize salad bir
dinginlikten de ayr dnlemez olduu dorudur. Felsefe yine de bir g deildir.
Dinler, devletler, kapitalizm, bilim, hukuk, kamuoyu, televizyon birer gtr, ama
felsefe deildir. Felsefenin byk i arpmalar olabilir (idealizm gerekililk,
vs.) ama bunlar glmek iin giriilen arpmalardr. Felsefe bir g olmad gibi,
glerle bir arpmaya da giriemez, yine de onlara kar arpmasz bir sava, bir
gerilla mcadelesi srdrr. Gler, dmzda kalmayp ayn zamanda her birimizi
kat ettiinden, her birimiz, kendimizi kendimizle srekli mzakere ve gerilla
mcadelesi halinde buluruz, felsefe sayesinde (Deleuze, 2006: 7).
23
iin her birini ayr ayr amamz ve de gerek varlklar olarak belirlenebilen zihinsel
nesnelere olabildiince abuk ulamamz gerekir.
Beynin, bilimin kurulmu nesnesi olarak ele alndnda, grn, oluum ve iletiim
organndan bakaca bir ey olamayaca bizi artmayacaktr. () Bu durumda felsefeyi,
sanat ve hatta bilimi zihinsel nesneler, nesneletirilmi bir beynin sinaptik yarklarnn en
derinlerinde, boluklarnda, aralklarnda, ara-zamanlarndadr, onlar aramak iin oraya
dalmann yaratmakla anlamda olaca yerdedir. Bu biraz bir televizyon ekrannn, nesnel
tanmlamann gcnden kaan eyi, dalga younluklar boyunca ortaya kartmak zere
ayarlanna benzer (Deleuze ve Guattari, 1995: 186).
Her filozof u tmceyi duyduunda kaar: imdi biraz tartacaz. Tartmalar yuvarlak
masalarn banda iyidir, ama filozofun, zerinde zarn att masa daha bakadr.
Tartmalar en azndan almay ilerletemeyecektir; zira konumaclar asla ayn eyden sz
24
Kavram
gelecekteki
bir
olayn
kenar,
ekillendirmesi,
yldzlarla
25
Bir kopuk halkalar btn gibi. Her biri dierinin iine geebilir. Her halkann kendi havas,
kendi rengi ya da tns olmal. Bu bir kavramlar kitab. Felsefe her zaman kavramlarla
ilgilenmitir, felsefe yapmak kavramlar icat etmeye ya da yaratmaya almaktr. Yalnzca
kavramlarn olanakl birok yn vardr. Kavram uzun sre boyunca bir eyin ne olduunu
(z) belirlemek iin kullanld. Biz, tersine, bir eyin koullaryla ilgileniyoruz: Hangi
durumda, nerede ve ne zaman, nasl, vs. Bize gre kavram olay sylemelidir, z deil.
Felsefeye ok basit romanesk yntemler sokulabilmesinin nedeni budur. rnein, nakarat
kavram gibi bir kavram bize hangi durumda ark mrldanma ihtiyac duyduumuzu
sylemelidir. Ya da yz: Yzn bir rn olduunu ve her toplumun yz retmediini, ama
bazlarnn bunu retmeye ihtiyac olduunu sanyoruz. Hangi durumlarda ve neden? O halde
her halka ya da yayla bir koullar haritas izmelidir, bu nedenle her birinin bir tarihi,
kurgusal bir tarihi ve ayn zamanda bir ilstrasyonu, bir imgesi vardr. Bu ilstrasyonlu bir
kitaptr. Gerekte, bizi ilgilendiren, bir eye, bir kiiye ya da bir zneye ait olmayan
bireyselleme tarzlardr: rnein gnn bir saatinin, bir blgenin, bir iklimin, bir nehrin ya
da bir rzgarn, bir olayn bireysellemesi. Belki de eylerin, kiilerin ya da znelerin
varlna haksz yere inanlyor. Bin Yayla bal ne kiisel ne de eyler olan bu
bireysellemelere gndermede bulunur (Deleuze, 2006: 34-35).
26
27
Felsefe tarihi, zel olarak dnce retmeye dayal bir disiplin deildir. Daha
ok resimdeki portre sanat gibidir. Bunlar zihinsel kavramsal - portrelerdir.
Resimde olduu gibi, benzetmek gerekir ama benzer olmayan yollarla, farkl
yollarla: Benzerlik retilmi olmaldr, yeniden retme yolu olmamaldr. Aksi halde
daha nce baka bir filozofun sylediini yeniden sylemekten ibaret olacaktr.
Filozoflar yeni kavramlar getirirler, onlar ortaya koyarlar ama bu kavramlarn
karlad sorunlar sylemezler ya da tamamen sylemezler. Bu konuda Deleuze,
Humeu rnek gsterir ve onun inan kavramn ele alr. Humeun zgn bir inan
kavram ortaya koyduunu ama bilgi sorununun, bilginin belirlenebilir bir inan tarz
olaca ekilde neden ve nasl ortaya ktn sylemediini belirtir. Ona gre
felsefe tarihi, bir filozofun sylediini yeniden sylememeli, kanlmaz olarak
sezinlettiini, sylemedii halde sylediinin iinde mevcut olan eyi sylemelidir
(Deleuze, 2006: 153-154).
28
29
edilebilen
okluk
iinde
meydana
gelir.
Dolaysyla
birlemelerin,
30
arasnda bir mesafe vardr. Onlara baka imgeler stoklama, yeni alglama gc veren
bu mesafedir. Ama stokladklar yalnzca baka imgelerde onlar ilgilendiren eydir.
O halde her birimiz kendi yerimizden, her birimiz bizzat imge olarak, bir
imgeler atksna ama ayn zamanda buyruk tmceleri olarak i gren bir dnceler
zincirine kaplrz (Deleuze, 2006: 53). Dil, bir enformasyon arac deil, bir
buyruklar sistemidir. Konumak, kendimizden bahsettiimizde bile, kendisinden
konutuumuzu ileri srdmz ve konuma hakk vermediimiz kiinin yerine
konumaktr, her zaman birinin yerini almaktr. Bir imge de her zaman bir ses
tarafndan temsil edilir. Bu ekilde bir ses, bir dizi imge zerinde g sahibi
olabilmektedir. O halde, emirler vermeden, bir eyi ya da birisini temsil etmeden
nasl konuabileceimiz sorunuyla kar karya kalrz. Kendi dilinde bir yabanc
olmak gibi, dil iin bir tr ka izgisi izmek hi kukusuz budur.
Bir olay kuram oluturmak Deleuze iin yeni bir i deildi belki ama onun
bahsettii olaylar, gazetecilerin ve medyann yakalad olaylardan farkldr. O halde
medya olay yakaladyla Deleuzen olay adn verdii ey hangi koullarda
31
bakmlardan ele alr. Leibnizde de her ey olaydr; onun yklem adn verdii ey kesinlikle
bir yklem deil, bir olaydr; cesurca bir tavr almadr. zne kavramn tamamen deitirmek
zorunda kalmasnn nedeni de budur; onda yklemler olaylardr (Deleuze, 2006: 179).
32
33
Bu iki imge arasndaki gei noktas ise kinci Dnya Savadr. Sinema
kavramsal bir yaratm da beraberinde getirdii iin yaad dnmle felsefe ve
sinemann birbirine paralel olarak ele alnmas gndeme gelmitir.
Bu erevede sinemann tamamen yeni bir dnme tarz talep etme eklini
inceleyeceiz. Deleuzen kitaplar aka sinemay konu almaktadr ama ayn
34
zamanda da bunlar felsefe kitaplardr. Ona gre sinema basite indirgenip, bir yk
veya enformasyon sunma yolu deildir. Sinematik biim, dnme tarzmzda
yenilik yaratmtr. Deleuzen sinema analizini felsefeyi temele alarak yapmasnn
belli bir nedeni olduu aktr; ona gre felsefe hayata almaldr. Hatta sinemay
modern hayatn en nemli olaylarndan biri olarak ele alr, dersek abartm olmayz.
Sinema sayesinde insan gzyle kstl olan grme tarznn ok tesinde yeni bir
bak as kazanrz. Bu anlamda sinema yeni bir alg ortaya koyar; ancak Deleuze
sinemann olanaklarn daha da ileri gtrerek nmzde yeni bir felsefe olana
aar: Sinemann kendisi, kuramn felsefenin kavramsal bir pratik olarak retmek
zorunda olduu yeni bir imgeler ve gstergeler pratiidir. (Deleuze, 1989: 49).
35
Her alglay farkl paylalan, deimez bir dnyann ama ancak zaman
araclyla grlen bir dnyann alglan olarak dnrz. Her hareketle birlikte
36
bir ey ne ise olduu ey olmaktan kar, deiir. Dolaysyla hareket ve olu iin
yeni olanaklar retir. Sinemada imge kmelerini dzenleyen erevelere sahibizdir.
Bu ereveler toplamna ilaveten bir de sahne-d vardr. Grmediimiz veya
montajda verili olmayan bu btn, bir yandan ereve kmelerinin edimsel
toplamyken bir yandan da sanal bir btndr; sinemann baz hareket kmelerini
keserek bld tm hareket veya olu eilimleridir. Deleuzen belirttii gibi:En
kapal imgede bile daima bir sahne-d vardr. Sahne-dnn e zamanl, dier
kmelerle kurulan gerek iliki ve btnle kurulan sanal iliki olmak zere iki
boyutu vardr. (Deleuze, 1986: 57).
a) Sinemada Montaj
eilimimizden
zgrletirme
gcne
sahiptir.
Yani,
nceden
37
ibaret olduunu sylemek eksik bir ifade olur. Sinema bundan daha fazlasna
zaman ve hareket imgelerine sahiptir. Kamera imgeleri sabit bir noktadan
dzenlemez ama kendisi hareketlerle ilerler. te bu, bize hareket-imgenin gcn
gsterir. Benzer ekilde, standart zaman algmz da konumlandrlmtr ve yanldr;
geleceimizi yaamak iin anmsadmz imgeler gemii oluturur. Ayrca zaman
hareketten doru dnme eilimindeyizdir; zaman etrafmzdaki deiiklikleri
belgelemek iin kullanrz ve bunu da sabit gzlemleme noktamzdan yaparz. Zaman
uzlamsal olarak, hareketin eitli anlarn alglanan bir btn iinde birletiren bir
u an ve imdi olarak dnlr. Bu sebepten zaman, bir eylemin eitli
noktalarn birbirine balayan bir izgi olarak grerek, uzamsallatrma eilimi
tarz (Colebrook, 2009: 52).
38
Deleuzen szn ettii gibi sinematografik alg ile doal alg arasnda
nitelike fark vardr. Dahas sinema, kamera ve montaj sayesinde hareket-imgeyi
39
40
bu
ayrcalkl
haliyle,
hareketli
imgelerin
merkezsiz
evreninde
belirlenimsizliin merkezi olur (Deleuze, 1986: 62). zne, hareket imgesini kendine
gre iler ve onun varln kendine gre kavrar.
41
Deleuzee gre hareket, kat edilen mesafeden ayrdr. Kat edilen mesafe
gemi zamandr, hareket ise andr, kat etme eylemidir. Kat edilen mesafe
blnebilirken, gerekten de sonsuza kadar blnebilirken, hareket blnemezdir. Bu
daha da karmak bir fikri varsaymaktadr: Kat edilen mesafelerin tm zde ve
homojen tek bir yere baldr, oysa hareketler heterojendir ve kendi aralarnda
42
indirgenemezler. Ksacas sinema bize imgeye eklenen bir hareket vermez, hareket
imgesini annda verir (Deleuze, 1986: 1-2).
Deleuzee gre alg, znenin imgeler evreninden kendine gre baz imgeleri
semesidir. zne, kendisini ilgilendirmeyeni izole eder ve dnyay eksik alglam
olur. Dolaysyla znenin seimiyle oluan alg, imgeler evreninin sadece bir
parasn bize yanstt iin eksiktir. Deleuze, biz eyi eksik alglarz,
gereksinimlerimizin bir ilevi olarak bizi ilgilendirmeyen eyi alglamayz der
(Deleuze, 1986: 63). te bu imge seimine alg imgesi denir. zne ile dier hareket
imgelerinin birbiriyle karlamasndan ortaya kan ilk imge tr alg imgesidir.
Zaten kesintisiz bir imgeler evrenini btnyle doal algmzla kavramamz mmkn
deildir. Deleuze sinemann imgeleri doal algdan daha iyi sunabileceini syler;
43
eyleri alglayarak onlarn bende meydana getirdikleri sanal etkileri ve onlar zerinde
meydana getireceim etkinlii kavrarm. Bunu mesafeyi azaltarak veya ortadan kaldrarak
onlarla iliki kurarak yaparm. Tepki dolayszln kaybettii ve mmkn hale geldii
lde, alg o kadar uzak hale gelir (Deleuze, 1986: 64-65).
44
45
Bir filmin bir sahnesini izlerken kalbimiz hzla arpmaya balar, gzlerimiz
yuvasna
ekilir
ve
terlemeye
balarz.
zlediimizi
dnmeye
ve
46
47
bizi hayatn oluu ve dinamizmi ile yzlemeye zorlayan zamann kendisinin bir
sunumudur. Deleuzen en byk katks sinemann zglln ele alrken felsefeyi
de yeniden dnmek zorunda olduumuzu ne srmesidir. Sinema bize hayatn
insani, kabul edilebilir ve zaten verili olan biimlerinin tesine geme olana verir.
Bu da ncelikle zamann imgeletirilmesiyle baarlabilir. Deleuze iin sinema bunu
bizatihi bir zaman imgesi sunarak yapar.
48
49
Tekillikler gerek akn olaylardr Tekillikler bireysel veya kiisel olmak yle dursun
bireylerin ve kiilerin yaradln ynetirler; ne Benliki ne de Beni kabul eden ama
kendisini edimselletirerek veya gerekletirerek onlar reten bir
potansiyelde
belirginleir. Yalnzca bir tekil nokta kuram kii sentezini ve birey analizini, bunlarn
bilinte olduklar veya yapldklar haliyle amaya muktedirdir () Dnya, ama anonim ve
gebe, kiisel-olmayan ve birey-ncesi tekilliklerle dolu dnya, ak hale geldiinde ancak,
biz de en azndan akn olann alanna adm atabiliriz (Deleuze, 1990b: 74).
50
Zamann gerek mi yoksa insan bilincinde var olan saf bir soyutlamadan m
ibaret olduu sorusu filozoflarn felsefe tarihi boyunca urat balca konulardan
biri olmutur. Zaman en genel anlamyla her eyin iinde bulunduu, hissedilebilen,
duraan olmayan, srekli akp giden soyut bir kavramdr. Her ey zaman iinde
gerekleir ve anlamn bulur. (Topu, 2003: 88)
Aristoteles zamann devinim olduunu syler. Ona gre, aslnda zaman her
yerde ve her nesnede ayn biimdedir. Hzl ve yava olan yine zamanla belirlenir.
Ksa zaman iinde ok devinen nesne hzl, az devinen de yava kabul edilir. Zaman
deime ile ilgilidir ve devinim deimeden bamsz deildir; dolaysyla zaman
devinime aittir. Zaman ve devinimi ayn anda alglarz ve bir devinim (deiiklik)
olduunda zaman geti diye dnrz. Zaman, an ile belirlenen bir eydir ve zaman
ana gre sreklidir ve yine ana gre geer. inde bulunduumuz zaman gemi,
imdi ve gelecein bir arada bulunmasyla oluur. imdiki an, gemi ve gelecekle
balantl olarak vardr ve byle anlam kazanr (Aristoteles, 1996: 29).1
sylyorsak,
bir
devinme
ve
deimeden
bamsz
zaman
51
olamayacan syler. Buna gre zamann bir hareket olmadn ama ayn zamanda
da hareketten de bamsz olmadn belirtmi olur. Ve burada nemli olan nokta
zamann nce ve sonra olarak art arda hareket eklinde ortaya kmasdr
(Aristoteles, 1997: 189-190).
52
imdiki zaman eer hep imdi olsayd, gemite kaybolmasayd, artk zaman olmazd ()
Demek ki, zaman getii zaman alglanabilir ve llebilir, oysa geince bu olanakszdr,
nk yoktur artk (Augustinustan aktaran Ergven, 1997: 239).
53
Hem zaman hem de ona bal olarak mekan tamamen yeni belirlenimler
bulmak zorundadr. Hareket eden ve deien ey, zaman iindedir; fakat zamann
kendisi deimez, hareket etmez, ncesiz-sonrasz olmaktan te bir ey deildir.
Zaman, deien ve hareket eden her eyin biimidir; deimeye uramayan,
deimez bir Biimdir. Zaman, ncesiz-sonrasz bir biim deildir, fakat aslnda
ncesiz-sonrasz olmayan eyin biimidir; deime ve hareketin deimeyen
biimidir. Byle bamsz bir biim, derin bir gizemi belirtir gibidir. Artk zamann
yeni bir tanm talep etme sz konusudur ve bu, Deleuzee gre Kantn kefetmek ya
da yaratmak durumunda olduu eydir. Deleuze Kant felsefeye Hamletin,
Zamann ivisi kt. eklindeki iirsel formln rnek gsterir:
bantlanm
deildir;fakat
hareket,
kendisinin
koulu
olan
zamana
bantlanmtr. Bu, Salt Akln Eletirisindeki ilk byk Kant tersine evrilmedir
(Deleuze, 1995: 25).
Kanttan nce fikirler kendilerine yeter haldeydiler ama biz fikirlerin kendi
balarna yeterli olmadklar bir ada yayoruz. Dncenin geirdii devrimden
sonra fikirlerin kendi dna kp, zamansal ve mekansal olarak belirlenmeleri
54
55
Deleuze varl statik olarak deil, dinamik kavramlarla ele alr. Varlk artk
tz deil, olu; form deil, hareket; zdelik deil farktr. zdeliin kaynanda da
fark vardr. Deleuzee gre filozoflarn ne srd pek ok sorun, tz yapay bir
biimde olutan bamsz olarak dnmekten; hareketi sabitlie gore veya fark
zdelie gre ikincil olarak ele almaya dayanr. Oysa varl dinamik biimde
kavradmzda, tm felsefe tarihindeki tm paradokslar; zgrle, hilie,
dzenlilie, olanaklara ilikin tm problemler birer birer dalr. Felsefenin gerek
problemleri, yaamn hareketiyle, sreyle ilgili problemlerdir. (Deleuze, 2010: 47)
56
57
bir ey baka bir eyden gelmek ve karsanmak yerine kendini olduu gibi sunar,
olduu gibi verir (Deleuze, 2009: 36).
58
deerlendirilemez. Bergsonda sezgi yetkin bir felsefi yntem halini almtr. Sezgi
kendini dorudan sunan nesnenin de tesine geerek, nesnenin ardnda nesneye zg
olan dolaysz fark kavrar. Bu anlamda Deleuze iin Bergsonun sezgi yntemi
aknsaldr; nk sezgi dorudan verilenle yetinmeyip, deneyimin ardndaki saf
eilimlere doru genilemektedir. Ancak byle deneyimin koullarn anlamak
mmkn olur. Yani olandan olmas gerekene ilerleyen bir sre sz konusudur;
deneyimde
verili
olandan
deneyimin
ardndaki
olmas
gerekene
geilir.
59
Sezginin ortaya kard bilin, uzamda yer almaz; onun varl ancak
zamanda ortaya kar. D dnya temelde uzamsal olmasna ramen, bizim
bilincimize ait olan zaman farkl hzlar kazanan, lsz tekilliin zamandr. ou
kez alkanlklarmzn etkisiyle, bilinci dsal zaman iinde ele alrz. D dnyaya
zg olan zaman, homojendir; eit aralklara blnerek llebilir, izgisel ve
uzaysaldr. Zamandaki her an, dz bir izgi zerindeki homojen noktalara indirgenir.
Bizim dmzdaki nesneleri anlamak iin bu homojen zaman yeterli grnmektedir.
Oysa insann zamansall, uzamsal olmayan baka trl bir zaman anlayn
gerektirir. Bergson, dsal zaman tarafndan zeri rtlen ama isel yaantlarmzda
kendini dolayszca gsteren, bilince zg bu heterojen zamana, yani sreye sezgi
yoluyla ular. Sre sayyla llemez, uzayn terimleriyle ifade edilemez olan
gerek zamandr; yorulduumuzda, korktuumuzda, skldmzda, sevindiimizde
farkl hzlar kazanan lsz tekilliin zamandr. Ancak dolayszca yakalanabilen
bu zaman, homojen zamann ardnda, iinde yaadmz zaman olan sreyi kefeder.
Homojen zaman srede temellenir.
yaammz
durumlara
blmek
kanlmazdr.
Temel
yaamsal
60
b) Filmsel Zaman
61
Zaman srekli bir deiim ierir; gemiten gelecee uzanr, sreklidir ve biz
imdiki an iinde bu deiimi alglarz. Gemii hatrlar, gelecei hayal eder, imdiki
an ise yaarz. Bergsonun zaman anlaynn temelinde ise e zamanllk vardr.
Bergsonun zaman kavramna filmlerde, romanlarda olduu gibi ada sanatn tm
dallarnda rastlayabiliriz. Bylece olaylar Bergsoncu zaman anlayna uygun olarak
e zamanl geliim iinde verilirler (Hauser, 1995: 412). Sinema sanatnda ise
Bergsoncu zaman anlayna 1950lerden sonra rastlanabilir. Film eridi zerine
kaydedilen olaylarn birbirinden farkl zaman dilimlerinde ekilmi olsalar bile,
filmin anlam bu ekilmi paralarn bir arada bulunu biiminden doar. Aslnda
grntler zamanlara sahip deildir; gemiteki ve gelecekteki olgular sinematik
tekniklerle u an oluyormu gibi anlatlabilir. Gemi ve gelecekteki olgularn
anlatld zaman, aslnda imdiki zamandr.
62
nemli olan imgeler arasndaki ilikidir. Lineer bir zaman anlaynn yerine, iki imgenin
gerekle tasarnn ayrt edilememe noktas etrafnda durmadan art arda kotuu bir devre sz
konusudur. Aktel imge ile onun sanal imgesi adeta kristalleir. Bu, Fellinide de
karlatmz ekliyle, hep ikili ya da ikilenmi kristal-imgedir. mgenin birok kristalleme
tarz vardr ama kristalin iinde hep bir ey grlr. ncelikle grlen zamandr; zaman
rtleri, dorudan bir zaman-imge. Bunun nedeni hareketin durmas deil, hareket ve zaman
ilikisinin tersine dnm olmasdr. Zaman, artk hareket-imgelerin kompozisyonu (kurgusu)
sonucu kmaz, tam tersine, hareket zamandan doar (Deleuze, 2006: 63).
Felsefenin dnyas hayali bir sonsuz hzda hareket eden bir dnya - hayat bir
btn olarak bir kerede kuatmaya alan bir dnya - olarak tanmlanabilir. Zaman
edimsel bir ortak temel iinde birbirini izleyen eyler dizisi olmad iin ancak bu
farkl sreler olanakldr. Zaman ieren bir dnya yoktur. Dnyalar ve sreler reten
bir zaman ak vardr yalnzca. Zaman birbirinden ayr srelerden oluan sanal bir
btndr. Bylece baka sreleri dnmemiz ve alglamay uyarlan eylemin
duyusal-motor dzeneinden kurtarabilmemiz olanakl hale gelir. Bunun en somut
rnei sanatlarda karmza kar:
63
Hayvan alk hisseder ve yer ama bir yk yazar alk hissedebilir ve bir eyler yemek
yerine bir alk imgesi ve fantezisi sunabilir. Franz Kafka Alk Cambaz adl yksnde
aln giderilmesini geciktirmeye karar veren birini ele alr. Sanat bedenin tepkisini
yavalatarak kendi beden duygusunu ve imgesini gelitirir. Farkl varlklar veya bir eyin
ne olduu farkl hzlarca belirlenir. nsanlar hemen edimde bulunmamak iin semek, karar
verebilmek ve tereddt edebilmek iin deneyimi yavalatabilirler. Seilmi eylemlerin
dnyas mikro-organizmalarn anlk tepkilerinden daha yavatr (Colebrook, 2009: 65).
64
birimlerin balants da olmad gibi. Zaman daima farkl ve ayr sreler biimine
brnr (Deleuze, 1986: 60-61).
Zaman ieren bir btn dnya yoktur; dnyalar ve sreler reten bir zaman
ak vardr yalnzca. Zaman birbirinden ayr srelerden oluan sanal bir btndr.
Hayatn dnebildiimiz veya sezebildiimiz farkl ritimleri vardr. Gndelik
yanlsama, hayatn bir andan dierine akt ve bizim genel bir zaman izgisi
zerinde olduumuz anlayna dayanr. Bu homojen, lineer zaman yanlsamasndan
ancak zaman bir ak olarak dnerek kurtulabiliriz. Sinemann gcnn dier
eylerin yannda hayat daha ak hale getirdii nemli nokta budur.
Sinema zaman yeniden dnmemizi salayan bir ara olduu iin nemlidir
ve bu yolla kendimizi dntrmenin merkezinde bulunur. Zaman yeniden
dnebilmek de kendimizi ve geleceimizi dntrebileceimizi syler. Sanat ve
felsefe sayesinde zaman farkl ekillerde yeniden dnebiliriz. Bu, hayatn oluu
asndan da ok nemlidir. Felsefe, sanat ve bilim gibi dnme tarzlar bo
kavraylar veya dnme biimleri deildir. Sanat duygular araclyla zamann
ykc gcn ne karr. Bylece artk hayat, zaman araclyla akan birleik bir
btn olmaktan kar. Btn ekillendirecek ayr olular, hareketler grmeye
balarz. Ksacas akan bir hareket grrz.
65
66
Deleuzen dnmenin nemi, bir eyin zaten verili biimlerinde deil ama
nasl ilerlik gsterdiinde ve neler yapabileceindedir. Dnme genelleme deildir;
yle ki tikellikleri toplayp daha sonra ortak bir zellik bulmak tm farkllklar
karacaktr. Dnyann sunduu dzenden kp, tekilliklerin kaosuna dndmzde
ise sanatn alanna ulam oluruz ki bu anlar olduka nadirdir. Tmel, u ya da bu
lde tm rnekler arasnda verili olan - bir genelleme deildir. Tmel yalnzca
verili nitelikleri dzenlemez; bir eyi kendisi yapan eyi saptamaya da alr. Tmel
son derece seici ve sanaldr. (Verili olann tesinde dnmemiz de gerekecektir.)
Bu nedenle Deleuze sinemann genelde ne olduuna bakmaz; sinemann istisnai
durumlarn ele alr. Ve asl bu durumlarn sinemaya ilikin olarak neyin sinematik
olduunu aa vurduklarn syler (Colebrook, 2009: 57).
67
imgeleri sabit bir bak asndan zgrletirme gc sinemay sinema yapan eydir.
Sinemann kendisinin farkllklar yaratma potansiyeli vardr. Tpk insan hayatnn
kendisini dnme araclyla dntrmesi gibi, sinema da imgelerin kullanm
araclyla kendisini dntrr. Sinematik imgeler, hibir ortak zellie
indirgenemeyecek ekilde farkldrlar. Tmel olan dnme olana tanyan
kavramlar yaratmak son derece nemlidir. Bu anlamda tmel bizi nyarglardan,
pein hkmlerden ve dogmalardan kurtarmann bir yolunu sunar. Hayatn zgl
farkllklarn
dnmemizi
salar.
Dnmek,
farklln
ortak
biimlere
baka
bir
ey
olmad
fikriyle
kandrlmakszn
olaylarn
68
nsan ile dnya arasndaki ilikiyi ve insann dnyaya olan inancn yeniden retme gcne
sahip olan sinematografik imgeler, ya insann dnyay nasl deitirdiini ya da insann var
olduu bir dnyay bize gstermitir. Oysa insan ile dnya arasndaki ba kopmutur; artk
bu dnyaya inanmyoruz. Bamza gelen ak ve lm gibi olaylara bile inanmyoruz, sanki
bizi sadece biraz ilgilendiriyorlar. Sinemay yapan biz deiliz, bize kt bir film gibi grnen
dnyadr. Bu yzden de sinema dnyay deil, tek balantmz yani dnyaya olan inancmz
film etmelidir. Modern sinemann gc inancmz yenilemektir. te modern sinemann gc
budur. Bu dnyaya inanmak iin nedenlere ihtiyacmz var (Deleuze, 1989: 166).
69
70
srekli deiiyor olmas veya yeni bir ey douruyor olmas, yani ksaca sryor
olmasdr (Deleuze, 1986: 18).
ncelikle, tanma ve saduyunun gndelik alglayna kart olan zamanhareket ilikisini kavramamz gerekir. Sinema bizi tek bir bak asndan kararak,
farkllaan srelere gtrr. Bylece homojen ve dzenlenmi dnyadan, zaman
homojenletirme alkanlndan kurtuluruz. Kamerann kullanmyla birlikte
zaman, hareketin zerinde meydana geldii bir izgi olarak grmeyiz. Bunun yerine
kyaslanamaz srelerin farkll olarak grrz. Bunun tekniklerinden biri
montajdr. Montajla farkl ama atan hareket mevkileri, birbirine eklenerek bir
btn haline getirilir. Sinema bize kiisel olmayan, soyut ve alglanamaz olan
zaman verir. Bu anlayta, zamanda hibir noktann dier bir nokta karsnda
71
Deleuze, herhangi bir eyi mutlaklatrmaktan ok, mutlak olduu dnlen eyleri yersiz
yurtsuzlatrarak ve eyleri art zamanl olmak yerine e zamanl bir biimde ele alr
(Buchanan, 2001: 30).
Bylece zaman artk olaylarn devam ediini izleyen statik bir bak asndan
alglanmaz. Sinemann hareketli kesitleri dolaysz, saf bir zaman imgesi verir.
Deiiklie ak olan ve srekli farkllaan bir btn olarak, bozulan ve yeniden
oluturulan, zaman anlay sz konusudur.
72
73
te yandan, kristal rejim her trden betimlemede var olan gereklike dayal
olarak verili olann bir ekilde almasdr. Yani bir anlamda olandan olua
geitir. Baka bir deyile, bu kristal betimlemeler artk kendi nesnelerini oluturarak
grsel ve sessel durumlarla ortaya kmaktadr. Bu ynyle kristal betimlemeler,
organik rejimdeki duyusal hareket ettiricinin kart ynnde iler. Kristal
betimlemenin aksine, organik betimlemede bir sreklilik ve tanmlanabilir bir
gereklik sz konusudur. Organik betimlemedeki bu sreklilik; ekimler,
ezamanllklar ve bu rejimin kendine zg yasalaryla gereklemektedir (Deleuze,
1989: 128-134).
74
adeta zaman imgesini sinemasal anlatnn kendisi haline getirir. Bu anlamda zaman
imgesinin egemenliini en ak ekilde Resnaisnin filmlerinde grebiliriz. Deleuzee
gre: Resnais sinemasndaki en byk yenilik, merkezin ya da sabit noktann
ortadan kalkmasdr. (Deleuze, 1989: 116).
Film, Hiroimaya film ekmeye gelen bir Fransz kadnn orada bir Japon
mimarla tanmas zerine kuruludur. Ancak filmde ne tanma biimi ne de bu iki
insann kimlikleri nemlidir. Film, Hiroima hakknda konuan bu iki karakterin
diyaloglaryla alr ama biz kadn ve erkei grmeyiz. Bunun yerine Hiroimadan
belgesel grntler grrz. Atom bombasyla yklan bir ehir, lmler, belgesel
grntlerle verilirken kadn ve erkein sesleri grntlerin zerine der. Ynetmen
kadn ve erkein yzlerini dakikalar sonra bir otel odasnda gsterir izleyiciye. ki
karakterin otel odasnda yaamakta olduu zaman byk bir belirsizlik ve
75
76
77
Hiroimada her sz, her kmldan kendi dar anlamn aan bir younluk
kazanr. Filmin balca amalarndan biridir bu: Ylgnn izlerini ylgyla silmek
Japonlar da bunu yapmlardr nk ama sonra da bu ylgnn zel ve olaanst
bir akla birlikte yeniden domasn salamak. Yeryznn bir baka yerinde,
lmn korumad bir yerinde geseydi, bu denli inandrc olmayacak olan bir
aka balamak. Yer, dnce, tarih, geim koullar, rk bakmndan birbirinden
olabildiince ayr olan bu iki insan arasnda cinsellik, ak, umutsuzluk gibi evrensel
verilerin kstlanmayan bir k altnda belirdii ortak bir noktadr Hiroima (Duras,
2011: 12).
Deleuzee gre, bir birey bir toplumdan daha karmaktr. Bireyin bittii
yerde balayan ilikiler toplumsaldr ve toplumsal olan, daha genel ve kapsayc
olduu halde, kk olandan daha az karmaktr. Her eye ilikiler balamndan
78
bakan Deleuzee gre filmdeki iki karakterin kiisel hikayeleri de elbette nemli
saylmaldr.
Deleuze genel fikirlere kar ilikisel fikirleri ne srer. Ona gre fikirler ilikilerdir ve her
yeni ey de ilikilerle anlam kazanr. Deleuzee gre Humeun ampirizmi gereklidir; ancak
Deleuze deneycilii ele alrken bunu aktif bir yaantlama olarak grr. Ona gre her ey
ilikilerdir; eer bir nesne varsa bunun ilikiden baka bir ey olmadn syler. Bu anlamda
iliki, aslnda iki ey arasndaki iliki olmaktan ok kendi i farkllyla deer kazanandr.
Her iliki her an bir fark yaratr (Baker, 2006).
79
grdmz adamn ta kendisidir bu. Fransz kadn grr, duraklar, ona doru gider,
film setinde onun uyuyuunu seyreder. Sanki bak, kadn uyandrr. Bir sre
konumadan birbirlerine bakarlar. nce rastlant gibi gelen bu karlamann aslnda
bir tesadf olmadn, adamn kadn grmek iin geldiini anlarz.
80
verir. Sonra birlikte nehre bakan bir kafeye gelirler. Hiroimada gn, rman sular
zerinde izgi izgi ltlar brakarak akar. Irman sular gelgitin saatlerine gre
alalp ykselir. Irman br yakasnda bir kafe, yere kadar inen pencereleri olan bir
kafedir bu. Kafenin gerisinde oturanlar rhtm deil, ancak rman sularn grrler.
Irman az, belli belirsiz grnr uzakta. te Hiroima bu noktada biter ve Byk
Okyanus balar. Kafe yar yarya botur. Kadnla erkek, gerideki masalarn birinde
kar karya oturmular, ba baadrlar. Biraz nce ayrlmalarna yalnz on alt saat
kald dncesinin znts iinde brakmtk onlar. imdiyse neredeyse
mutluluk iindedirler. Onlara hi duyurmadan geer zaman. Bir mucize olmutur
sanki. Gemi Nevers yeniden dirilmi gibidir. Bu umutsuzca ak iinde erkein
ilk sz: Peki Franszcada baka bir anlam yok mu Neversin? olur ve bylece
erkein yeniden Nevers konusunu amaya istekli olduunu anlarz. Bu defa kadn,
Neversi ayrntlaryla anlatmaya balar.
Hava kararncaya kadar orada kalrlar. Kadnn ertesi sabah uann kalk
saatine kadar kalan zamana ters bir oranda byr aklar. Kadn orada Neversde
neden akln kardn anlatr. Neversde onu, 1944 ylnda yirmi yandayken
salarn kazyp, bir mahzene kapatmlar. lk sevgilisi bir Almanm ve kurtulu
sava srasnda ldrlm. Yurdunun aka dman olan birini gerekten sevdi
diye acmaszca cezalandrlan bu gen kadn, ancak Hiroimaya bomba atlnca
mahzenden kp sokaklardaki kalabala karabilecek duruma gelmi. Kadn
konuurken birbirlerine neredeyse hi bakmazlar. Neverse bakarlar; ikisi de
Neversle bylenmi gibidir.
81
82
83
Kafenin sahibi bir lambay sndrr. Plak susar. Neredeyse yar karanlkta
kalmlardr. Ge de olsa, Hiroimadaki kafelerin o kanlmaz kapanma saati gelip
atmtr. kisi de, byk bir utangala kaplm gibi, gzlerini yumarlar. Dzenli
dnya onlar kap dar etmitir, onlarnki gibi bir yaantya yer yoktur byle bir
dnyada.
Kar
koymann
bo
olduunu
kadn
birden
anlar.
Gzlerini
Bildiini sanyor insan. Sonra bakyor ki, hi bilemiyor. Alman bir sevgilisi vard Neversde,
genken Bavyeraya gideceiz, sevgilim, orada evleneceiz. Hi gitmedi Bavyeraya.
(Aynada kendine bakar.) Kolaysa aktan sz asnlar ona, Bavyeraya hi gitmemi olanlar.
Anlattm hikayemizi. Seni aldattm bu gece, bu yabancyla. Anlattm hikayemizi.
84
Anlatlabilir bir hikayeymi demek. On drt yldr bulamamtm. Sonu gelmeyecek bir akn
tadn. Neversden beri. Seni nasl unutuyorum bak. Bak nasl unuttum seni. Bak bana.
Film iki karakterin ekseninde dnp duruyor gibi gelse de aslnda ikisinin
ilikisine asla tam olarak odaklanma imkann vermez bize. Bu anlamda sinemadaki
alglamaya ynelik sabit tutumlar yerini ok eitlilie ve alglamadaki farkllklara
brakmtr. Ama alglanan zerinde durup, kameray zgr bir biimde kullanarak
modern hayatn dourduu gnlk yaamdaki ok eitli imgeleri perdeye
yanstmaktr.
85
yabanc gibi kadnn ardndan gider, onu takip etmesine ramen aralarndaki
uzakln artmas iin daha yava yrmeye balar. Bu srada kadnn i konumasn
duyarz; bu kez de gelecekle ilgili kayglar ierisindedir: Bir gn gelecek, bizi
balayan eyin ne olduunu bilemeyeceiz. Yava yava silinecek anlarmzdan bu
ban ad. Sonra iyice kaybolacak gzden. Kadn, gemiinin ok nemli olan bir
parasn
anlatabildii
iin,
gemiine ve
kendisine ihanet
ettiini,
onu
deersizletirdiini dnr. imdi yaad yeni iliki aslnda kendisi iin nemli
olsa bile bunu asla kabullenmez. Zaten imdinin nemini de gelecekte yitirecektir;
nk zaman geicidir. Yaadmz her yeni an, naslsa silinip gitmekte ve
zerinden zaman getiinde deersizlemektedir.
Erkek son olarak yz yze gelir kadnla. Biraz uzakta durur kadndan; sanki
bundan sonra kadnn dokunulmaz bir yan vardr kendisi iin. Sanki kendi kendine
konuuyormu gibi ona, Hiroimada kalmasn syler. Kadn hayr der. Erkek
diretir. Kadn bunun zerine: Ne yaanacak zaman var ne de lnecek zaman. der
ve bundan sonraki sahnede karmza yeniden tren istasyonunda kar. Erkek de
yannda
oturmaktadr.
Yabanclaarak
bakarlar
birbirlerine.
Bundan
sonra
Son bir sahne daha geer kafede. Kadn bir baka adamn yannda grrz.
Bir dier masada ise umutsuzluk iinde olduu anlalan, kmltsz bir ekilde oturan
sevdii adam vardr. Kadn sanki daha imdiden bir bakasna ait olmutur. Erkein
86
ise elinden bir ey gelmemektedir. Orada hibir ey olmaz. kisi de korkun bir
gszl paylarlar. Hiroimada evrelerini saran aresizlik iindedirler ve bu
onlarn bozamayaca bir dzendir. Ne karlkl szler verirler ne de baka bir
davran geliir bundan sonra ikisinin arasnda.
Filmin sonunda yalnzca bir kez daha seslenirler birbirlerine. Oysa artk hi
kimse deildirler birbirlerinin gznde. Yalnzca birer ehir adlarndan ibarettirler.
Sanki Neversde salar kaznan bir kadnn ykm, Hiroimadaki ykmda tam
karln bulmu gibidir. Kadn erkee: Hiroima; senin adn bu. der. Erkek de:
Evet, senin adn da Nevers; Fransada Nevers. diye karlk verir. Bylece filmde
iki ehir - isimlemi iki ehir ortak bir bellekte birlemi olur. Film biter.
87
Senin gibi ben de var gcmle rpndm unutmamak iin ama senin gibi unuttum. Senin gibi
ben de avunmak bilmez bir belleim olsun istedim; glgelerden, talardan bir belleim.
Kendi adma her gn savatm var gcmle, anlarn nedenlerini anlayamamann
korkunluuna kar. Senin gibi, unuttum ben de
Her koulda bellek bir yere braklmaz. Ancak bir hikye anlatan gemiin bir
ilevi olarak ina edilmi bir bellektense, teki bellein nesnesi olmak iin olan
alkoyan gelecein bir ilevi olarak bellein douuna tanklk ederiz. imdi gemi
olduunda, gelecekte ondan yararlanmak iin imdiki zamanda bellei kurarz
(Deleuze, 1989: 50).
88
iki karakterin ikisi de dierininkine yabanc birer bellee sahiptir. Aralarnda hibir
ortak hatra olmasa da ve Hiroima ile Nevers dnyann iki farkl yerinde aralarnda
hibir balant kurulamayacak iki farkl mekan gibi dursa da, Resnais zaman ve
mekan algmzda yaratt deiimle bu farkllklar arasnda balant kurar. Bize
gemiin aslnda imdiki zamann iinde yaayabildiini gsterir. Olaylar sadece
birbirini izlemekle kalmaz; gemile ilgili bir dneme ait olup olmadklarna bal
olarak srekli dzenlenmektedirler. Hiroima ve Neversde olanlarn karakterlerin
bize anlatt gibi olup olmad, Hiroima ve Neversi kimin ne kadar grd,
kime ne kadar inanmamz gerektii, tm bunlar gemie ait sayfalar arasnda
zerinde kesin karar verilemeyen noktalardr; nk filmde her ey bulunduumuz
sayfaya gre gereklik kazanmaktadr (Deleuze, 1989: 117). Filmde bir sabit
noktann olmadn aka grrz. Hiroima Sevgilim adndan da anlald gibi
atom bombasnn atld bir kentin adyla sevgilim szcnn yan yana
getirilmesiyle iki olguyu temel alan bir filmdir (Bker, 1985: 63).
89
Resnais, bylece filmdeki tek bir karakterle bile btnyle zihinsel ilevlerin, yani
dncenin hakim olduu bir sinemaya ulamaktadr (Deleuze, 1989: 122).
Resnais sinemay gerei temsil etmek iin bir ara olarak kullanmaz. O, sinemay zihnin
alma ekline yaklamann en iyi ekli olarak dnr (Deleuze, 1989: 121).
Deleuzen zaman imgesini temele alan sinemas klasik sinemaya kar bir
tavrdr. Klasik sinemadaki ardk imgelerin her biri kendisinden nceki ve
sonrakinin ilikisine gre bir birlik oluturarak, btn zerine dnmeyi
salamaktayd. Oysa imgelerin birbiriyle balantsz hale geldii Deleuze sinema
anlaynda hibir kararllk ya da uyumluluktan bahsedilemez. Bylece izleyiciye
her imgeye farkl bir anlam ykleme olana verilmektedir. Yeni bir tarz ifade
etmesi bakmndan bu tarz filmleri belli bir tanmlamann altna sokmak
glemektedir. Bunlar tam da Hiroima Sevgilim filmi gibi, genellikle ne tam olarak
kurmaca ne de tam olarak belgesel diyebileceimiz trden filmlerdir.
90
SONU
91
92
93
KAYNAKA
Akay, A., (1996), Felsefe Nedir? zerine, Toplumbilim: Gilles Deleuze zel
Says, say:5 (15-18), stanbul.
Aristoteles, (1997), Fizik, ev. Saffet Babr, Yap Kredi Yaynlar, stanbul.
Bergson, H., (1986a), Yaratc Tekaml, ev. Mustafa ekip Tun, MEB Yaynlar,
stanbul.
Bergson, H., (1997), Zaman ve zgr sten, ev. Alp Tmertekin, Cogito, Say:
11 (7-15), YKY, Ankara.
Bergson, H., (1998), Metafizie Giri, ev. Bar Karacasu, Bilim ve Sanat
Yaynlar, Ankara.
94
Bker, S., (1985), Sinema Dili zerine Yazlar, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara.
Colebrook, C., (2009), Gilles Deleuze, ev. Cem Soydemir, Dou Bat Yaynlar,
Ankara.
Deleuze, G., (1986), Cinema 1: The Movement Image, Trans. Hugh Tomlimson,
Barbara Habberjam, University of Minnesota press, Minneapolis.
Deleuze, G., (1989), Cinema 2: The Time Image, Trans. Hugh Tomlimson, Robert
Galeta, University of Minnesota press, Minneapolis.
Deleuze, G., (1990a), Diyaloglar, ev. Ali Akay, Balam Yaynlar, stanbul.
Deleuze, G., (1990b), The Logic of Sense, New York: Columbia University Press.
Deleuze, G., (1995), Kantn Eletirel Felsefesi, ev. Taylan Altu, Payel Yaynlar,
stanbul.
95
Deleuze, G., Guattari, F., (1995), Felsefe Nedir?, ev. Turhan Ilgaz, Yap Kredi
Yaynlar, stanbul.
Deleuze, G., (2000), Kant zerine Drt Ders, ev. Ulus Baker, teki Yaynlar,
Ankara.
Deleuze, G., (2003), ki Konferans: Yaratma Eylemi Nedir?, ev. Ulus Baker,
stanbul: Norgunk. (Original Book Published in 1996).
Deleuze, G., (2004), Proust ve Gztergeler, ev. Aye Meral, Kabalc Yaynlar,
stanbul.
Deleuze, G., (2006), Mzakereler, ev. nci Uysal, Norgunk Yaynclk, stanbul.
Deleuze, G., (2009), Issz Ada ve Dier Metinler, ev. Ferhat Taylan, Hakan
Ycefer, Balam Yaynlar, stanbul.
96
Derrida, D., (1996), Tek Bama Hata Yapmam Gerekecek, Toplumbilim Gilles
Deleuze zel Says, ev. Kadri Mustafa Oral, say:5 (103-105), stanbul.
Duras, M., (2011), Hiroima Sevgilim, ev. Cevat apan, Can Yaynlar, stanbul.
Ergven, M., (1997), Zaman zerine eitlemeler, Cogito Zaman: 12ye 1 var,
Yap Kredi Yaynlar, say:11 (229-344), stanbul.
Rodowick, D. N., (1997), Gilles Deleuzes Time Machine, Duke University Press,
Durham and London.
97
Tarkovski, A., (1986), Mhrlenmi Zaman, ev, Fsun Ant, Afa Yaynlar,
stanbul.
Zettle,
H.,
(1973),
Sight
Sound
Motion:
Applied
Media
Aesthetics,
98
ZET
99
ABSTRACT
In this work, French philosopher Gilles Deleuzes cinema philosopy is discussed. For
this, previously relationship between thought and sensation revealed is established
via new concepts and cinematographic images offered by Deleuze. Later,
development process of time concept in history of philosopy is examined to
understand better the time concept encountered the philosophy of cinema as an
image.
Deleuze noticed that the time-image occurs mostly in modern cinema in history of
cinema. The aspects of the information in communication in modern world forced
the audience to accept the idea by force. For this reason, the idea will always be
thought of missing without movies. Moreover, thanks to movies, it tells come up
against people with idea without any due via the movement-image and the timeimage provided by cinema.
Moreover, a movie by French film director Alain Resnais, Hiroshima Mon Amour is
choosen and analyzed in this work. Showing how this film embodying the timeimage, looking more closely to Deleuzes cinema is targeted.
Keywords: The time image, The movement image, The philosophy of cinema,
Cinematographic images.
100